20 Şubat 2010 Cumartesi

Eski Caddebostan Plajı ve Ragıp Sarıca Paşa Köşkü


Aşağıda Fotograflarını gönderdiğim eski Caddebostan plajı ile ilgili bir anılı, belge niteliğinde bir yazı var.
CADDEBOSTAN PLAJI
Ragıp Sarıca Paşa Konağına bitişik,içinde incir ağaçları olan plajı REŞİT BEY işletirdi.
Arkası yola dayalı kabinlerden başka ,iki katlı uzunlamasına yapılmış binalar yazdan yaza kiraya verilir,
İstanbul ve Ankara'dan gelen tüm müşteriler bütün mevsim ailece kalırlardı.Plajın restoranı olduğu için yemek sorunu da halledilmişti.Günün kalabalığı dağılıp,akşam olunca pansiyonlarda kalan müşteriler grup grup otururlar,
sabahlara kadar eğlenirlerdi.Tiyatro ve ses sanatçılarının ,müzisyenlerin kaldığı bu plajın geceleri bir başka olurdu.Piyanist Fevzi ASLANGİL hemen her yıl ailesiyle gelir,en uçtaki odayı kiralar,bütün yazı geçirirdi.
Selahattin PINAR onu yalnız bırakmaz,Çiftehavuzlar'daki evinden her gece gelir,ASLANGİL'in türlü muzipliklerine yarı kızıp yarı gülerek katlanırdı.
Plajın sahibi Reşit Bey ,hafifçe öne egik bir vücut yapısına sahip,sessiz,terbiyeli,daima siyah elbise giyip,kravatsız dolaşmayan bir İstanbul beyefendisiydi.Çok kere kışları bile plajın içindeki evinde kalırdı.Kızkardeşi Naziye hanım kapıda bilet keser,hemen bütün müşterileri tanırdı.
Sıcak yaz günlerinde plajı dolduran kadın,erkek ve çocukların sesleri akşam güneşi batarken kaybolur,yerini bitişikteki Caddebostan Gazinosu'ndan gelen müzik sesi doldururdu.Plajın içi geniş bir aile topluluğunu hatırlatır,
herkes birbirini tanır,aileler arasında yemek ikramları yapılırdı.
REŞİT BEY'den sonra birkaç yıl daha NACİYE Hanım kuruluşu sürdürdü ise de artık yorulmuştu.Plaj kiraya verildi.
Fakat eski havası kalmamış,müşteriler değişmişti."GÜNÜN BİRİNDE YOL GENİŞLETİLDİ.BİTİŞİKTEKİ CADDEBOSTAN GAZİNOSUNUN ÇAM AĞAÇLARIYLA DOLU BAHÇESİ YOK EDİLDİ.PLAJA AİT BÜTÜN BİNALAR YIKILDI."
Böylece REŞİT Bey'in plajından en küçük bir iz bile kalmadı.
Bu yazıyı biraz da kısaltarak getirdim buraya. Ancak tarihler burada yok.Bugün ayakta kalan kabinler işte öyle yıllara karşı hüzünlü duruyorlar.İ şte hergün gezdiğimiz,spor yaptığımız,serinlediğimiz,adaları seyredip fotoğraflar çektiğimiz Caddebostan Plajının ve artık olmayan "kalıntılarının" buruk öyküsünden bir kesit..
KAYNAK:Bizans Metropolünde İlk TÜRK KÖYÜ:KADIKÖY -yazan:DR.MÜFİT EKDAL


Aşağıdaki fotoğraflarda Caddebostan Plajının 22007 yılında çektiğim kabinlerinin fotograflarını görüyorsunuz, ancak artık bu kabinler de artık görülmüyor, çünkü yerlerinde denize nazır , havuzlu villalar yükseliyor.
















2 yorum:

  1. Lokantasını ve kumluktaki büfesini babam işletiyordu.Ben 5-6 yaşlarındaydım.Reşit Bey' i ve Zekiye bnm.çok iyi hatırliyorum.Eşi de Naciye hnm.dı.Yazları biz de ailecek odalarda kalırdik.Deniz ve kumsalı harikaydı.Cankurtaranı Şaban ağa vardı.Zeki Müren de geliyordu.Bülent Ersoy henüz ismi duyulmamıştı,o da vardı.Bestekar Cevdet Çağla gelirdi,çünkü kızkardesi yan odamızda kalıyordu.Iskender Paydaş çok küçüktü.Beraber oynardık.Onlar da orda kalıyorlardı.Muhittin Paydaş ve Ayşegül Paydaş ,babası ve annesi.Babasının orkestrası vardı.Annesi de şarkı söylüyordu.Bütün meyve ağaçları vardı.Lokantanın orta yerinde çok büyük gövdeli ceviz ağacı vardı.Saklambaç oynar,oraya saklanırdık.Yazlık sinemalar vardı.Ozan , Budak,Çiçek sinemaları.Budakta konserler olurdu. Cem Karaca,Barış Manço v.s Plajın bütün gençleri ve çocukları toplanip yazlik sinemaya giderdik.gazozlarımıza beyaz leblebi atar ,içerdik.🤣 Çok güzeldi herşey.

    YanıtlaSil