26 Haziran 2010 Cumartesi

Birgi, Pyrgion/ Dioshieron-Ödemiş







Birgi'nin eski adı PYRGİON'du. Beylikler döneminde (14.yy)Aydın Oğullarının devlet merkezi işlevinde bulunmuş kentçiklerden biriydi. Altın çağını o dönemde yaşamıştır.O çağda Birgi'yi gezen İbni Batuta'nın anlattıkları,okunmaya değer. Birgi tarihçesinin ilkçağa uzandığını kentçiğin o zaman DİOS HİERON (Zeus tapınağı yeri)diye anıldığını biliyoruz. Kentçik ,o çağda para da basmıştır. British museumdaki Dios Hieron paraları üzerinde,tapınak içinde taht üzerine oturmuş Zeus kabartması vardır.Bu tanrı eski Anadolu baş tanrısı TARKHUN/SANDA/ADRA/ATTA olsa gerektir. ilkçağ yapılarının mermer taşları ortaçağ yapılarında özellikle Aydın Oğlu Memet Bey'in türbesinin yapımında,bol sayıda kullanılmıştır. Birgi isminde ise hiç kuşkusuz uç,hisar ismi Luvi kökenli Anadolu sesleri hissedilmekte, tıpkı Bergama, Burgaz/Pyrgos, Prrias/Rumelihisarı, Bergaz, Perge/Aksu,Bargylia gibi isimlerle adaşlığı tartışılmaz.
Kaynak:LYDİA-Prof.Dr.Bilge UMAR

Kasaba içinde ,çeşme yalağı olarak kullanılmış bir Roma çağı lahdinin eski bir fotoğrafı;





Tire ve çevresindeki antik yerleşimler

TİRE ve çevresindeki antik yerleşimler, kalıntılar: Bugün Tire ilçesinin kapladığı alan Lydia bölgesine ait antikçağın önemli bir güzergahını içermektedir. Efes ile Sardes arasındaki yol bu topraklardan geçmekteydi.
Tire merkezdeki Doğanbey, Karakadı Mecdettin (Avlu revakında),Mehmetbey camilerinde kullanılmış olan devşirme sütun başlıkları ile Doğanbey'de antik yapılarda toplanmış olan kesme taş ve iri mermer parçalarının varlığı,ilçenin merkezinde görülebilen unsurlardır.
BOUKOLİON
THYEİRA
ALMOURA
APATEİRA
DİDEİPHYTA
ALKEANA(PALKEA,ALKEA)
KAİRA(KAİRE)
SALİNDA
SAUENDA
TEİRA KATOİKİA
BARETTA
KOTHEİRA
PENTAKOMA
Bunlar az da olsa antik kaynakların bahsettiği ve epigrafik malzemeler yoluyla haklarında az bilgiye sahip olduğumuz küçük yerleşimlerin bugün ilçe sınırları içersinde kalan örnekleridir.
BOUKOLİON'un yeri Tire civarında Ali Paşa çiftliğinde olduğu düşünülmektedir. THYAİRA veya THYEİRA şeklindeki yerleşim adının bugünkü TİRE'nin antik adı olduğu ileri sürülmektedir. ALMOURA Kaistros vadisinde, Tire'nin kuzeybatısında Eskioba köyündedir. Ve ilginç kalıntıları olan bir Lydia kentidir. APATEİRA adlı yerleşimin , Mesogis'in(Aydın Dağları)kuzey eteğinde olduğu Zgusta tarafından belirtilmiştir.DİDEİPHYTA'nın,Tire Kireli'de bir yazıtta adı geçmektedir.KAİRA 'nın Tire'nin doğusunda, ALKEA/ALKEANA ise Kürdeli köyüne lokalize edilmiştir.
Tire civarında yer aldığı düşünülen yerleşim ise SALİNDA 'dır.Tire'nin doğusunda Yiğenli Köyü camii duvarında kullanılmış olan bir yazıt ile varlığı bilinmekte olan SAUENDA'nın yeri yazıtın buluntu bölgesi olarak belirtilmiştir. Yiğenli köyü Tire ile Ödemiş arasında, Tire'ye 16 km. uzaklığındadır. Antik bir yerleşimin bulunduğu tepenin yamacına kurulan köy 140 haneli ve 680 nüfusludur.Yiğenli köyü Camii'nin yapımında antik devşirme malzemeler kullanılmıştır. Bu malzemeler arasında yukarıda sözü edilen yazıt da vardır. Yine Tire civarına lokalize edilen bir diğer yer ise TEİRA'dır.PENTAKOMA'nın adı ise Tire'nin doğusunda Peşrefli köyünde bulunan bir mezar yazıtında geçmektedir. Ancak bununbir yerleşim yeri adı mı yoksa yazıtta adı geçen diğer beş köyün oluşturduğu bir birlik mi olduğu kesin değildir. METROPOLİS ve MAGNESİA arasında yer aldığı düşünülen BARETTA ve Tire'nin doğusunde yer alan Peşrefli köyünde bulunan bir mezar yazıtında adı geçen KOTHEİRA ise küçük yerleşimlerdir.
Adları bilinen bu küçük yerleşimlerin dışında; Büyükkale, Hasançavuşlar, Ayaklıkırı, Yeniçiftlik,Eskioba (DARMARA), Çayırlı, Hisarlık, Uzgur, Doyranlı, Işıklı, Kahrat, Gökçen,Turgutlu ve Çobanköy köylerinde bulunmuş Hellenistik ve özellikle Roma dönemine ait seramikler, Roma dönemi camları bugün Tire müzesinde korunmaktadır. Tire ile Selçuk arasında bir dağ köyü olan Hisarlık Köyü'nün bulunduğu alan da eski bir yerleşim yeridir.Köyün yakınındaki tepede köylülerin asar dediği bir antik yerleşim vardır
Özellikle sayın Binnur GÜRLER'in yazısının bütününü tüm arkeoloji ve sanat tarihi meraklılarına öneririz.Bilge UMAR'ın LYDİA kitabı ise bölgeyi en güzel anlatan yapıtlardan.A yrıca Prof.Dr.RECEP MERİÇ'in yörede çok önemli araştırmaları vardır. Kültür Bakanlığının Araştırma Sonuçları ve Kazı Raporlarından bu makaleleri bulabiliriz...
Kaynaklar:
Türk Arkeoloji ve Etnoğrafya dergisi,2004 sayı:4 Tire'nin bazı köylerinden Roma dönemi Seramikleri BİNNUR GÜRLER
LYDİA:BİLGE UMAR-iİnkilap yay.







Eski Küçükyalı'dan bugüne






















Klazomenai Antik Kenti, Karantina adası, Urla







Ege Üniversitesi tarafından Prof. Dr. Güven Bakır başkanlığında Klazomenai kazısı ve Ankara Üniversitesi tarafından Prof.Dr. Hayat Erkanal başkanlığında yürütülen Limantepe kazısı; Urla'da yaşamış birden fazla uygarlığın üzerindeki bilinmezliği silmeye çalışıyor.



DÜNYANIN MİRASI
Urla'nın İskele mahallesine hangi yönden girersek girelim, sağlı sollu arkeolojik kalıntılarla karşılaşıyoruz. Ada yolunu biraz geçtiğimizde Ankara Üniversitesi'nin yürüttüğü Limantepe kazı alanında prehistorik (M.Ö. 3000-5000) çağlardan başlayan yolculuğumuz, giderek İskele Telekom'un karşılarında M.Ö. 400 'lü yıllara varıyor. Aslında kazı isimleri farklı olsa da bölgedeki yerleşimin adı Klazomenai. Antik İonya'nın Ege kıyılarındaki önemli bir ülkesi... Limantepe'de bulunan prehistorik katmanların sınırları henüz bilinmiyor ve İon yerleşiminin İskele'de yaklaşık 2 km çapındaki bir dairenin içinde olduğu tahmin ediliyor. Bu tahminlere ait en önemli bulgu da Zeytinyağı işliğinin hemen önlerindeki kent kapısı. Prof. Dr. Güven Bakır, bulunan kent kapısının, Klazomenai kentinin nerede başladığıyla ve kentin yönüyle ilgili fikir vermesi açısından önemli olduğunu söylüyor. Bakır: "Zeytinyağı işliği, demir ve seramik atölyelerinin bulunduğu bölümün kentin sanayi bölgesi olduğunu görüyoruz. Çeşitli atık ve gürültü kirliliği yaratan bu işletmelerin kent içine değil de, surların dışında, ayrı bir noktada toplanmış olması, burada yaşamış uygarlıklara bizde daha fazla hayranlık uyandırdı." diyor.



ANTİK YERLEŞİMİN YÜZDE 99'U TOPRAK ALTINDA
Her yıl kazı sezonlarında yapılan çalışmalara rağmen, ortaya çıkarılmış kalıntıların dışında kentin büyük bir bölümü toprak altında bulunuyor. Hatta sadece toprak altı değil, su altı araştırmaları sonucunda şehrin bir bölümünün suyla kaplandığı da tespit edildi. Prof. Dr. Güven Bakır, İskele'deki mevcut mendirekten Limantepe burnuna kadar olan bölümün geçmişte anakaraya dahil olduğunu, bilinmeyen bir tarihte meydana gelmiş fay çöküntüsü nedeniyle sular altında kalmış olabileceğini belirtiyor. Kazı çalışmalarında büyük kaya bloklarının deniz yönüne yatıp önemli bir toprak hareketinin izlerini taşıyor olması, bu teoriyi destekleyen önemli bulgulardan birisi.





TARİHSEL SORUMLULUK
"Klazomenai antik kenti üzerinde yaşayan insanların olduğu kadar tüm dünyanın da ortak bir mirası. Bizden keşif ve saygı bekleyen büyük bir uygarlığın yükünü omuzlarımızda hissediyoruz. Şairi ile, edebiyatçısı, felsefecisi, sanayicisi, balıkcısı ile; kent yaşamı, kültürü ile, dünya tarihine damga vurmuş bu uygarlığı ortaya çıkarıp ölümsüzleştirmek bizim en önemli sorumluluğumuz. "
Böyle söylüyor Güven Bakır ve ekliyor: "Arkeolojik çalışmalar birden fazla neslin birbirini takip eden programlarıyla bir sonuca ulaşır. Bir çok arkeolog bu uğurda ömrünü harcamıştır. Bizden sonraki nesillerin, şu an bu dünya mirasının üzerinde yaşayan herkesin tarihe gösterdiği ilgi ve sorumluluğu saygıyla anmasını istiyoruz. Devlet kademelerinden, sıradan vatandaşa kadar hissedilecek bu bilinç, bizi dünya önünde de, torunlarımız karşısında da mahcup etmeyecek. "
Kaynak ve konuyla ilgili siteler:
www.klazomeniaka.com



Prof. Dr Güven Bakır'a bilgiler, Değerli Nejdet Düzen'e ve Cüneyt'e (Cunyor)güzel fotoğrafları için çok teşekkürler.


Birinci fotoğraf Klazomenai antik kentinin bir zamanlar tiyatrosunun bulunduğu Karantina Adasındaki sırt, koyak.